Saydam kendi sosyal paylaşım ağından yaptığı paylaşımla cevaplanması gereken soruları sıraladı.
İlaç ve Eczacılık Dairesinin 602,699TL tutarındaki ilaçların imha haberi idi. Benzeri bir konu da 2010 yılında yaklaşık 10 milyon TL tutarındaki ilaçların imhasında yaşandı. İmha edilen milyonlarca değerindeki ilaçlar milli servetimizin imhasıdır. Yani vatandaşların Ödemiş oldukları vergilerden satınalınmış olan ilaçlardır.
Öteyandan vatandaşa verilecek ilaç kalmadığı gerekçesiyle hastalar büyük sıkıntılar çekmektedir. Bu ne tersve anlaşılamayan bir durumdur. Yıllardır kangren olan bir duruma gelmiş geçmiş hükümetlerin bir çare üretemeseler gerçekten düşündürücüdür. Demek ki bu konuda da bir statüko mevcut olup denetim sistemi oluşturulmasına olanak vermiyor veya verdirtmiyor
Bugün her türlü enformatif ve denetim sistemleri en küçük işletmelerde de mevcut olup bunu bir devletin yapamaması kabul edilemez.
Bu konuda bazı soruların yanıtlanması gerekir:
1) İhale amaçları için saplanan ilaç türleri ve miktarları hangi verilere göre saptanmaktadır?
2) Bu ilaçların depolanmasında ve depodan çıkışında hangi yöntem (ilk giren ilk çıkan mı) kullanılmakta ve bakiye miktarlar ile son kullanma tarihini izleyen ve uyarı veren manuel veya bilgisayar programı var mı?
3) ihtiyaç fazlası ilaç siparişi verilip verilmediği kontrol ediliyor mu?
4) Verilen ilaç siparişlerinin son kullanım tarihleri süresinin esas alındığı bir hesaplama prensini var mı?
5) Merkez ile ilçe hastanelerinde bulunan ilaç stokları esas depo ile denetleniyor mu?
Bu milli zararın oluşmasında kusur ve ihmali olanlardan hesap sorulup disipline sevkedilecekler mi? Yoksa yapanın yanına kalır inancına devam edilecek mi?
Halk artık hercümerc bir yolsuzluk, usulsüzlük ve denetimsizlikle ilgili haberlerden bıktı usandı. Benim bildiğim Devleti maddi ve manevi zarara uğrayanlar en büyük suçu işlemektedirler. Keza bu gibi durumlara gözyumanlar da ayni derecede suçludurlar.