Fileleftheros gazetesine röportaj veren Derya, KKTCdeki demografik yapının son 10 yıl içerisinde değiştiğini kaydederek, Rumların, 10 sene sonra Türkiye ile komşu olacağını, müzakere edecek Kıbrıslı Türk bulamayacağını öne sürdü.
Habere göre Derya, Kıbrıslı Türklerin çoğunluğunun yeniden birleşmiş bir adada yaşamayı tercih ettiğini ve her ne kadar yeniden birleşme onları korkutsa ve endişelendirse de, iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı, iki toplumlu ve iki kesimli federal çözümün, en iyi çözüm olduğuna inanmaya devam ettiklerini kaydetti.
Kıbrıslı Türklerin 50 yıldır uluslararası izolasyon ve ambargo şartlarında yaşadığını ve bunun da Türkiyeye ekonomik bağımlılığı artırdığını söyleyen Derya, siyasi bağımlılığın ve kültürel asimilasyonun da bu durumun beraberinde geldiğini ifade etti.
Habere göre Derya, Kıbrıs sorunu çözülmeden, hidrokarbon yataklarıyla ilgili yaşanacak olan gelişmelerin kriz yaratabileceğine de işaret ederek, meselenin bölgesel değil uluslararası bir mesele olduğunu ve Kıbrıs sorununun çözülmesiyle, doğalgazın Avrupaya taşınmasının çok daha kolay olacağını söyledi.
Derya, Feminist Hareket kurucu üyelerinden biri olarak, kadınların karar alma mekanizmalarında yer alması gerekliliğine de vurgu yaptı ve barış kültüründen söz etti.
Röportajında ekonomiye de değinen Derya, ekonominin Türk Lirasındaki dalgalanma nedeniyle batan küçük bir gemiye benzediğini ve tüm sektörlerin, özellikle de yabancı parayla iş yapan işletmelerin, Türk Lirasının değer kaybetmesinden ötürü batma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu savundu.