Konuyla ilgili DPden yapılan yazılı açıklamaya göre Denktaş, Crans Montana zirvesinin başarısızlığı sadece bir müzakere sürecinin çöküşü değil aynı zamanda Federal Kıbrıs konseptinin de çöküşüydü dedi.
Kıbrıslı Rumların Federal Kıbrıs konsepti, siyasi eşitliğin olmadığı, Kıbrıslı Türklerin güvenceden yoksun bırakıldığı, işlevsellik adı altında Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs Rumlarının tahakkümü altına girdiği, özetle kararları Kıbrıs Rumların vereceği, ismi federal fakat gerçeklikte bir Kıbrıs Rum devletinden başka bir şey değildir diyen Denktaş açıklamasına şöyle devam etti:
Bu bakış açısı Sayın Anastasiadise özgü bir bakış açısı da değildir. Makariosun Kıbrıs Türklerini Kıbrıs Cumhuriyetinden dışlamak, Kıbrıs Cumhuriyetini bir Kıbrıs Rum Cumhuriyetine dönüştürmek için geliştirdiği meşum 13 anayasal maddenin gerekçesi de işlevsellik kisvesi altında sunulmuştu.
Kıbrıs Türk Halkı, eşitliğinin, egemenliğinin elinden alınmasına yönelik tüm girişimlere canı pahasına karşı durmuş ve Türkiyenin garantörlük hakkını 1974te kullanabilmesi nedeniyle de özgürlüğüne kavuşmuştur.
Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türklerin de bu adanın sahibi olduklarını, bu adanın yönetiminde eşit söz hakları olduğunu, Kıbrıslı Türklerin geçmişten gelen güven kaygıları olduğunu anlayamadıkları, kabul edemedikleri sürece adamızda ortak bir devlet kurmak imkânsızdır.
Serdar Denktaş, Kıbrıslı Rumların bu mantalitesi değişmediği sürece adada ne Federal ne de Konfederal ortak bir devlet kurmanın mümkün olmayacağına işaret ederek Bu mantaliteyle yan yana iki devletin dahi barış ve huzur içinde yaşaması neredeyse imkânsızdır dedi.
Rum tarafının uzlaşmaya değil çatışmaya doğru yürüdüğünü söyleyen Denktaş, şunları kaydetti:
Adamız etrafındaki doğal kaynakları sadece kendi doğal hakları görmelerinin arkasında yatan mantalite de budur ki, etrafı doğal kaynakların paylaşım savaşları içerisinde olan adamızı her gün biraz daha ateş çemberine yaklaştırmaya çalışmaktadır.
Kıbrıs Rum tarafı bırakın bir federal çözüme ulaşmak için gayret göstermeyi, tüm bölgeyi tehdit eden girişimlerine hız vermektedir. Kıbrıs Rum yönetimi uzlaşmaya değil çatışmaya doğru yürümektedir.
Kıbrıs Rum yönetimi Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı sayın Çavuşoğlunun da belirttiği gibi önce ne istediklerine karar vermelidirler. Kıbrıslı Türkler ve Türkiye uzlaşma yoluyla sorunlara çözüm bulmaya hazır ve istekli olduklarını defalarca belirtmişlerdir
Denktaş, 15 Kasımda KKTCnin kuruluş yıldönümündeki açıklamasını da şöyle anımsattı:
Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların ortak federal bir devlet kurmaları ne bilimsel bir şart ne kaçınılmaz tarihsel bir son ne de sosyolojik bir gerekliliktir.
Farklı kültür, dil, din ve milletlere ait iki halk, coğrafi ve konjektürel siyasi nedenlerle ortak bir devlet arayışına sürüklenmişlerdir.
Biz eşit şartlarda oluşacak bir devlete kapımızı kapatmadan, yıllardır boşa harcanan zemin ve metotların dışında, özgün önerilerimizi geliştirerek, Anavatan Türkiye ile de görüş birliği içerisinde yeni parametrelerle yeni bir masa oluşturulması için azimle çalışmalıyız.
Bu görüşün haklılığının gerek Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun Politis gazetesine verdiği demeçte, gerekse ona verilen tepkilerde de görülebileceğini dile getiren Denktaş şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanımız Sayın Mustafa Akıncı Crans Montana sonrasında elimizden geleni yaptığımıza inanıyoruz. Üzüntülü olmakla beraber rahatız. Bizim neslin son denemesi olan uğraşın ne yazık ki başarıyla sonuçlanmasını sağlayamadık açıklaması çok doğru bir açıklamaydı.
Tarih tekerrürden ibaret değildir, olmamalıdır. Bir başka İsviçre kentinde veya BM binası çıkışında bir başka KKTC Cumhurbaşkanı artık üzüntüyle benzeri cümleler kurmamalıdır.
Bu küçük ama güzel ülkemizde çok daha güzel, çok daha refah çok daha adil bir düzen kurmamız mümkündür ve bunun için uğraş vermekteyiz.
Bu küçük ama güzel adamızda Kıbrıslı Rum komşularımızla da yan yana barış içerisinde yaşamak mümkündür. Yeter ki karşı tarafta da böyle bir niyet olsun.