VARNA TOPLANTISI KONUSUNDA TÜRKİYE’YE SERT UYARI

Brüksel’de dün gerçekleşen gayri resmi Avrupa Konseyi’nin, “Türkiye’nin tutumunu doğrudan Varna’da yapılacak zirve toplantısının gerçekleştirilmesiyle ilişkilendirerek, Ankara’ya mesaj gönderdiği” ifade edildi.

Politis gazetesindeki haberde, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi Güney Kıbrıs ve Yunanistan karşısındaki tutumunu değiştirmeye çağırdığını, aynı zamanda Kıbrıslı Türklere atıfta bulunulmadan, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” egemenlik haklarına destek belirtildiğini yazdı.
Gazeteye göre, AB’nin 27 ülkesinin tezini yorumlayan Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ise açıklamasında, Rum Yönetimi ile Yunanistan’ı destekleyerek, Türkiye’den Ege ve Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) içerisindeki faaliyetlerini hemen durdurmasını istedi.
Tusk, Güney Kıbrıs’ın sözde MEB’indeki araştırmaları konusunda ise “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin doğal kaynaklarıyla ilgili araştırma yapma ve bunlardan istifade etme konusunda mutlak hakkı bulunduğunu ve bu hakkın, AB hukuku ile BM’nin Deniz Hukukundan kaynaklanmakta olduğunu” savundu.
Gazete, açıklamada Kıbrıslı Türklerin haklarına atıfta bulunulmamasının ise dikkat çekici olduğunu ifade etti.
Öte yandan gazete “Türkiye’ye Sert Mesaj- Varna Türkiye’ye Bağlı- AB’den Net Kınama- Lefkoşa Memnun” başlıklarıyla iç sayfadan da yer verdiği haberinde, Avrupalı liderlerin “Türkiye’nin Kıbrıs ve Yunanistan karşısındaki tutumunu net bir şekilde kınadığını öne sürdü.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın bu ortak Avrupa tutumunun şekillenmesinde katalizör rol oynadıklarını kaydeden gazete, Anastasiadis ile Çipras’ın özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk’tan büyük destek aldıklarını belirtti.
Gazete “Avrupa Konseyi Başkanı Tusk’un dün Brüksel’de gerçekleştirilen gayri resmi görüşmenin ardından söylediği gibi, Türkiye’nin yasadışı ihlallerinin bu kadar net bir şekilde kınanması ve Varna toplantısının Türkiye’nin tavrıyla ilişkilendirilmesiyle birlikte, Avrupa-Türkiye ilişkilerinin, artık her şeyin Tayyip Erdoğan’ın tutumuna bağlı olacağı bir döneme girmekte olduğunu” ileri sürdü.
Gazeteye göre, “Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Avrupa tutumu karşısındaki tepkilerinin yoğun olacağı tahmininde bulunan diplomatik kaynaklar ise, Ankara’nın Ege ve Kıbrıs’taki durumun tırmandırmasını ise ihtimal dışında bırakmıyor.”
Gazete, Brüksel’de “Erdoğan’ın bu görüşmeye önem vermesine rağmen, Avrupalılara tepki olarak, en nihayetinde Varna’ya gitmemeye karar verme gibi uç bir tutum sergilemesinin ihtimal dışında bırakılmadığını” belirtti.
Avrupalı diplomatların “Varna’dan önce gerçekleştirilmesi planlanan bir sonraki zirve toplantısında, Türkiye Cumhurbaşkanıyla bir görüşme yapılmasına dair koşulların uygun olup olmadığı konusunda yeniden bir durum değerlendirmesi yapılacağı” tahmininde bulundukları kaydedildi.
Gazete, “Başlıca hedefin, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ile Konsey Başkanı Donald Tusk’ın Varna’da Erdoğan karşısında sert bir çizgi muhafaza etmeleri için ortak ve net bir çerçeve şekillenmesi olduğunu” iddia etti.

Erdoğan ile görüşmenin iptal edilmesinin istenmediği ancak bunun net bir açıklama yapılması için kendisine fırsat teşkil etmesinin istendiğini yazan gazete, her şeyin Erdoğan’ın tepkilerine bağlı olacağına vurgu yaptı.
Gazeteye göre, AB’ye başkanlık eden Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov ise liderlerin dünkü görüşmelerinin sonlanmasından önce yaptığı açıklamada, Varna toplantısının oldukça zor bir toplantı olacağını ifade etti.
Brüksel’de dün yapılan görüşmelerde Avrupalı liderler ile Avrupa kurum liderlerinin Güney Kıbrıs ve Yunanistan’a tam desteğine işaret eden gazete, Güney Kıbrıs açısından Tusk’ın ifade ettiği tezlerin oldukça net olduğunu belirtti.
Güney Kıbrıs’ın AP Başkanı Antonio Tajani ile Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’den aldığı desteğin net olduğunu da kaydeden gazete, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın “Avrupa-Türk ilişkilerinin üye devletlerin egemenlik haklarının ihlal edilmesiyle ilerlemesinin mümkün olmadığı ve Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’deki uluslar arası hukuka saygı göstermekle yükümlü olduğuna” dair açıklamasına yer verdi.


24.02.2018 16:08:00