Herkesin efsunlu bir kavram gibi dilinden düşürmediği bu hedeflere ulaşıldığında dünyanın insan için daha da yaşanılır bir yer haline geleceğinin altını çizen Yıldırım, şöyle konuştu:
"Ancak hedefe ulaşmak için Promete'nin Zeus'tan ateşi çalmak için verdiği mücadele kadar gayretli ve azimli olmalıyız. Zira Barış ve Kalkınma hedeflerine ulaşmak için zihinsel değişikliğe ihtiyaç var. Çatışma yerine, uzlaşma kültürüne benimsemeliyiz. Yok etmek yerine, yaşatmayı tercih etmeliyiz. Esasında bu hedefler konusunda uzlaşmaya mecburuz ve mahkumuz. Çünkü bu dünya bizim kaderimiz, biz de kader ortağıyız."
Göç vurgusu
"Hiçbir devlet, diğerini geri bırakarak ileri gidemez." diyen Yıldırım, artık dünyanın küçüldüğünü ve geri kalanların sorunlarının, ileri gidenlerin sorunları haline geldiğine vurgu yaptı.
TBMM Başkanı Yıldırım, ülkelerinde kendi ve ailesi için gelecek görmeyen, açlık endişesi taşıyan, temiz su kaynağı bulamayan, can güvenliği olmadığı için korku yaşayan insanların, akın akın gelişmiş ülkelere göç ettiğini anımsatarak, "Akdeniz'i mülteci mezarlığına çeviren göçlerle, her gün tekneler dolusu insanlar Batı kıyılarına ulaşmaya çalışıyor. Gelişmiş ülkeler bu sorunun doğabileceğini eğer önceden öngörseydi, çözüm çok daha kolay olacaktı." diye konuştu.
"Yenilik ve teknolojik dönüşümün olumlu taraflarına odaklanmalı"
Parlamentolar ve parlamenterler arasındaki zamanın ruhunu okuyup, geleceğe en dinamik şekilde hazırlanılması gerektiğini belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsan merkezli oluşturduğumuz gelişme kavramımızı, gelecekle uyumlu hale getirmeliyiz. Evet teknolojinin barış ve istikrarı olumsuz etkileyeceğini esas alan felaket senaryoları için erken olduğunu düşünüyorum. Yenilik ve teknolojik dönüşümün olumlu taraflarına odaklanıp insana, topluma, genel olarak insanlığa hizmet aracı haline getirebiliriz. Ancak, teknolojik gelişmelerin yüzde 50 nispetinde insanları işsiz bırakacağını bundan da en fazla kadınların etkileneceğini akıldan çıkarmamalıyız. Ve buna yönelik tedbirleri şimdiden konuşmalıyız."
Küresel sorunlara hassasiyet çağrısı
Yıldırım, "kazan-kazan" anlayışına dayanan bir şekilde her türlü bölgesel ve küresel sorunları çözme imkanı olduğuna dikkati çekerek, bunun en güzel örneğinin Türkiye'nin İran ve Rusya ile beraber Suriye ve Irak bölgesinde başlattığı inisiyatif olduğunu anlattı.
Dünyadaki sorunların ancak çifte standarda sapmadan, terörizmde, aşırıcılıkta farklı farklı kısa vadeli menfaatleri düşünmeden ele alınması durumunda, ülkelerin ve dünyanın daha güzel, yaşanılabilir bir hale getirebileceğine işaret eden Yıldırım, katılımcı tüm ülkelere küresel ve insanlık sorunlarına daha fazla hassasiyet göstermeleri temennisini dile getirdi.
Öte yandan, Yıldırım, PAB 139. Genel Kurulu kapsamında ikili temaslarda bulundu.
Yıldırım, PAB Başkanı Gabriela Cuevas Barron ile görüşmesinin ardından Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmed Almulla ile bir araya geldi.
Görüşmelerin ardından Yıldırım, Cenevre'de bulunan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezini (CERN) ziyaret etti, yetkililerden bilgi aldı.
İsviçre'deki temaslarına Cumartesi günü başlayan TBMM Başkanı Yıldırım, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) Koordinasyon Toplantısı'nda konuştu, ardından Asya Parlamenter Asamblesi (APA) Koordinasyon Toplantısı'nda Dönem Başkanı sıfatıyla açılış konuşmasını yaptı.
Lozan ve Bern'de İsviçre'deki Türklerle bir araya gelen Yıldırım, resmi ziyaretinin son gününde bugün beraberindeki Parlamenterler heyetine ve İsviçre'deki Türk misyon temsilcilerine akşam yemeği verecek.
Kaynak: AA
Kaynak : Trthaber.com.tr