Serdar Bey’e inanıyorum…

Neydi bu tartışmalar, Türkiye ile KKTC arasında imzalanamayan Mali ve Ekonomik İşbirliği Protokolü konusunda yapılan tartışmalar.

Ülkemizde çözülmeyi bekleyen binlerce sorun var.

Mesele sadece güncellenmesi, günümüze ya da çağımıza uygun yasaların olmayışı değil, mesele para. Bu ülkenin dış kaynaklara ihtiyacı vardır ve tek açık kapı da Türkiye’dir.

Kabul edelim ya da etmeyelim bu bizim gerçeğimiz. Hem de 40 yıllık bir gerçek.

KKTC olarak IMF’ten gidip borç alamayacağımıza göre; KKTC kuruldu kurulalı bizlere koşulsuz yardım elini uzatan Türkiye’den başka bir kaynağımız yok. Peki, neden bu gerginlik? Maliye Bakanı Serdar Denktaş katıldığı bir TV programında protokol konusunda anlaşamadığımız 2-3 konu var diyor.

Başbakan anlaşamadığımız bir konu yok mayıs ayında imzalayacağız diyor.

Kime inanıyorsunuz diye bana sorsalar Maliye Bakanı’na inanıyorum diyorum diyebilirim açık yüreklilikle. Başbakan “yalan” söylüyor demiyorum. Ama Başbakan, yaşanan gerilimin dozunu düşürmeye çalışıyor diyebilirim. Haksız mı tabii ki hayır.

Fakat Serdar Bey de haksız değil. Maliye Bakanı olarak bütün bir yük omuzlarında hiç kolay değil bu ülkenin Maliye Bakanı olmak.

Vergi sistemi bozuk, vergileri toplamak zor çünkü piyasada para yok.

Sel felaketleri ardı ardına geldi yollar çökmüş, köprüler yıkılmış, çiftçi hayvancı perişan olmuş durumda. Sadece bunlar da değil, Devlete iş yapan ve parasını almak için bekleyen birçok kurum kuruluş veya şahıs da var sırada. Ya batık belediyeler, İçişleri Bakanı 19 Belediyenin ciddi kaynak sıkıntısı olduğunu söylüyor. Belediyeler Reformu da kapıda, peki ya o belediyelerin borçları ne olacak?

İnce hesaplar bunlar pek de aklım kesmiyor ama gerçek şu ki “bu işler zor hem de çok zor”

Bir şekilde dibe vurduk, çözülür mü bu sorunlar elbette. Her zaman bir çıkış yolu bulduk. Kiminle bulduk bu çıkış yolunu? Halk ile birlikte bulduk. Kiminle bulduk, muhalefeti ile iktidarıyla bulduk. Kiminle bulduk Türkiye ile birlikte bulduk. Denktaş, ben o iki sorunu açıklamam diyor, Başbakan sorunu, sorun olarak kabul etmiyor.

Sorun her ne ise çözülür, çözülmelidir de.

İsterseniz halk ile isterseniz muhalefet ile, isterseniz iktidarda olan sizlerle…

Ama önce içeride çözün, sonra Türkiye ile birlikte…